56. Venedik Bienali’inde en çok ilgi çeken enstalasyonun sahibi Japon sanatçı Chiharu Shiorta olmuştu. Shiota, Türk izleyicisinin önceden gördüğü ve tanıdığı bir sanatçı. Zorlu Performans Sanatları alanında İlk Ev adlı eserini sergilemişti. Venedik Bienali’inde ise geçmiş, kişinin kişisel tarihi ve bellek üzerine temalarla çalıştı.
Japon bir sanatçı olarak geçmiş ile günümüzü birleştirdiğinizi söyleyebilir miyiz? Geçmişten kastım, geleneksel geçmiş, size çocukluğunuzdan miras kalan geçmiş. Bu geçmiş sanatınızı ve yaratıcılığınızı nasıl etkiliyor?
Çalışmamın teması bellek ve yokluk içinde varlık. Bellek var olan bir şeydir ama elle dokunamazsınız. Ben iki ila dört yaş arasındaki çocuklara ilk anılarını soruyorum. Yaşı daha büyük olanlar düzgün konuşmaya başladıklarında ilk anılarını unutuyorlar, oysa daha küçük olanlar doğumlarını hala hatırlayabiliyorlar. Geçmiş her zaman orada bir yerde ama insanlar günlük yaşamlarında unutuveriyorlar.
Bana gelecek olursak, ben de çocukluğuma ait anıların birçoğunu unuttum, dolayısıyla yukarıda belirttiğim her şey benim için de geçerli.
Siz hem enstalasyon hem de performans sanatçısısınız. Bu iki özelliği nasıl harmanlıyorsunuz? Ya da harmanlıyor musunuz?
Aslında daha çok enstalasyona odaklanıyorum ama resim, video, objeler ile de performans yapıyorum… İşimin merkezinde hep bellek var ve performans gibi çalışmalarıma aracı. O andan itibaren her ikisini harmanlayabilirim.
Venedik’teki çalışmanızda, başkalarından size ulaşan günlük nesneleri kullanıyorsunuz. Bu durum, çalışmalarınızı toplumun size aktardığı duygularla yaratıyorsunuz… diye açıklanabilir mi? Çalışmanız başkalarının nesneler üzerinde bıraktığı izleri taşıyor mu?
Evet kesinlikle. Anahtarları teslim aldığımda, bu anahtarların birçoğunda sahibi için ne anlam ifade ettiğini anlatan mesajlar vardı. Bu da tabii işimde etkili oldu çünkü her nesne, bu durumda anahtarlar, bellek ile bağlantılı kişisel bir duygu içeriyordu.
Bir fikirden enstalasyona kadar ki süreç ne kadar?
Bir fikrin enstalasyona dönüşmesi genelde bir, bir buçuk yıl. Enstalasyon için alan yaratmak ise yaklaşık olarak iki buçuk ay sürüyor.
Çalışmalarınız tasarım, enstalasyon, şiirsel yaklaşım ve belleği içeriyor… Bütün bunların hepsi uzun ve zorlu bir süreç gerektiriyor. Nasıl çalışıyorsunuz? Bir fikirden ya da zihninizde beliren enstalasyon vizyonundan mı hareket ediyorsunuz?
Kafamda bir bütün olarak görüntülüyorum ama bir şeyler çizmiyorum çünkü çizersem o duyguyu kaybedeceğimden korkuyorum, o yüzden de aklımda tutuyorum.