Hatice Utkan Bugüne kadar müzelerin dört duvar arasından çıkıp yeni bir platform da izleyiciye ulaşması gerektiğine dair bir çok söz söylendi. Akademisyenler, müzeciler, izleyiciler müzelerin güncel yaşamımızın bir parçası olması gerektiğini ve bu kurumların izleyiciyi dahil ederek geliştirmek zorunda olduğunu yazdılar. Dijital kanalların ve internetin gündelik yaşamın bir parçası olmasıyla ve gelişen ekonomik krizler sonucunda internet ya da dijital kanalların etkin kullanımı yeni bir “kültürel yönetim” biçimi olmaya başladı. Facebook, Twitter, Flickr, Youtube, Pinterest ve daha birçok sosyal medya ve internet kanalının çekim gücü sanat mekanlarını ve özellikle de müzeleri bu mecraları daha etkin kullanmanın koşullarını aramaya itti. İnternet ve sosyal medya kanallarının etkin kullanımı, sanat eleştirmeni, Brain O’Doherty’nin 20. yüzyıl sanat galerilerini tasvir etmek için kullandığı Beyaz Küp tanımını yıkabilir. Çünkü, internet mecrası izleyiciyi müzeye ve sanat mekanına yüzde yüz dahil edebiliyor. Artık müze ve sanat mekanı Doherty’nin deyimiyle “steril ve beyaz bir salonda belirli aralıklarla duvarla asılmış tabolara yine belli bir ahenk ve mesafe içinde yerleştirilmiş heykeller eşlik etmiyor.” Sosyal medya üzerinden binlerce izleyiciye ulaşabilen müzeler ve sanat mekanları onlara sanatçılarla ve sergilerle ilgili bilgiler veriyor ve bu durum izleyici çekme konusunda etkin bir yöntem olarak değerlendiriliyor. Müzeler ve sanat mekanları sosyal medya ve internet kanallarını kullanarak (Youtube, FlickR, Pinterest, Facebook, Twitter,MaySapce, GooglePlus) daha çok kişiye ulaşabiliyor ve izleyici çekebiliyor. Sosyal medya ve dijital kanallar yadsınamaz bir kitleye ulaşırken müzecilik çalışmaları da bu çerçeve de yeniden yapılanmaya başlıyor. Bunun nedeni şu şekilde açıklanıyor: Bugün,gittikçe zorlaşan finansal durumlarla, müzeler 21. Yüzyılda daha sağlam temeller kurmak zorunda kaldılar ve aktivitelerini de buna göre ayarlamaya başladılar.(Worts 2011: 409-412) Böylece, müzeler ve sanat mekanları websitelerini bir iletişim aracı olarak kullanmaya başlamış hatta bununla sınırlı kalmayıp, sosyal paylaşım ağlarını da etkin kullanmayı öğrenmeye başlamışlardır. Bu kanalları etkin kullanabilen kurumlar daha çok izleyici çekebilirken, izleyicilerini de kurumun bünyesindeki son yeniliklerden daha hızlı haberdar ederek daha etkin iletişim kurabilmenin yollarını keşfetmiştir. Sosyal medya ve sanat kurumları Türkiye’de gittikçe büyüyen ve her geçen yıl daha da fazlalaşan sosyal ağ kullanımı genellikle Facebook, Twitter ve Pinterest’te yoğunlaşmaktadır. Sosyal medyanın etkin kullanımı sadece izleyici üzerinde olumlu bir etki değil aynı zamanda müzeler için prestij anlamına gelmektedir. Aktiviteleri, etkinlikleri, süreli sergileri duyurabileceği bir mecra olmaktan çok Facebook, Twitter ve Pinterest gibi herkesin ulaşıp bilgi alabildiği bir ortamda yer alması kurumun yararınadır, çünkü sosyal medyada varolan müze ve bu mecrayı etkin kullanabilen müze aynı zamanda sanal olarak da izleyiciyi kendisine bağlarken, pazarlama, satış, sanatsal aktivitilere de katkıda bulunur. İstanbul Modern’in yeni başlattığı “Müzeler Konuşuyor” adlı konferanslar serisi için konuşma yapan New York Guggenheim Müzesinin Pazarlama Direktörü, Laura Miller şöyle diyor: “Müzelerde “pazarlama” daha fazla izleyiciye ulaşmak ve ziyaretçi ihtiyaçlarını karşılamak ve anlamak için kullanılıyor.” Bu “pazarlama” teriminin en ortasında internet kanalları, kısacası dijital kanallar bulunuyor. Bu kanalları “Bizi kim ziyaret ediyor?,” “Neden ziyaret ediyorlar?,” “Ne kadar memnun ayrılıyorlar,” Ne kadar sıklıkla ziyaret ediyorlar?” gibi soruların cevabını bulmak için kullandıklarını açıklıyor Miller. Dünyada Facebook’u 840 milyon kişi kullanıyor. Kasım 1 tarihine göre Facebook’tan 370,000 kişiye ulaşan Guggenheim, 677,000 kişiye de Twitter hesabı üzerinden ulaşıyor. Guggenheim New York, FlickR, Pinterest, Youtube gibi diğer kanalları da etkin şekilde kullanıyor. “Bu kanallar sayesinde, herşeyi analiz edebiliyoruz. Hangi postlar daha çok ilgi çekiyor bunu görebiliyoruz,” diyor Miller ve özellikle Youtube’u daha fazla izleyiciye ulaşmak için kullandıklarını ekliyor. Türkiye analizi Türkiye de 2012 verilerine göre 31 milyon facebook kullanıcısı vardır. Bu rakam Eylül 2011 de 30.5 milyon olarak belirlenmiştir ve bir yıl içinde yükselme kaydetmiştir. (Wikipedia 2012, wikipedia.org ) Türkiye’de Twitter kullanıcı sayısı son ölçümlere göre ortalama 7.2 milyon olarak belirlenmiştir. Bunların önemli bir kısmı, 5.3 milyon kadarı aktif kullanıcı dediğimiz sürekli olarak okur – yazar şeklinde Twitter’da yer alıyor. (Pclabs 2012, pclabs.com.tr) Bu kullanıcıların çoğu 30 yaş altındadır, bu durum müzenin gençlere ulaşımını kolaylaştırmaktadır çünkü müzenin ya da sanat mekanının sayfasını takip eden kişiler, müzenin her paylaştığı bilgiyi kendi hesabında görebilmektedir ki bu kullanım tarzı en etkin haber, bilgi paylaşımlarından biridir. Sosyal medya hesaplarında müzeler kendi sergilerinin ve koleksiyonlarını hiç para vermeden reklamını yaparken, koleksiyon ya da sanatçılarını izleyiciye tanıtmaktadırlar. Facebook gibi bir paylaşım medyasında izleyici aynı zamanda fikirlerini direk olarak hiçbir sansür olmaksınız müzenin sayfasına yazabilir. Aynı şey müzenin editörleri için de geçerlidir. Bu kişiler, herhangi bir şekilde müzenin bir durumunu izleyicilerle istedikleri gibi özgürce paylaşabilirler. Sosyal medya hesapları ve müzelerin bu hesapları etkin kullanımıyla koleksiyon gelişimleri ve tanıtımları da hızla ve etkili bir şekilde izleiciye ulaşmaktadır. Aynı zamanda, süreli sergilerde de kullanılan bu teknik, süreli sergiye katılan sanatçıları izleyicinin daha iyi anlaması, hatta sanatçılar hakkında sadece tek bir bağlam üzerinden değil, sanatıyla ilgili yeni şeyler keşfetmesini sağlamaktadır. Çünkü sosyal medya üzerinden sergide yer alan sanatçıların ya da sergiyle ilgili bilgilerin tek yönlü değil, yazılan eleştiri yazılarını, röportajları ve onunla ilgili yeni ve eski bilgileri yüzlerce insana aynı anda duyurabilmektedirler. Bu şekilde sergilerde yer alan sanatçılarla etkileşimi, hem izleyiciyle etkileşimi hem de sergilerin tanıtımını aynı anda yapabilmektedirler. Dört duvar arasından çıkmak: Web siteleri Nedeni ve tekniği nasıl olursa olsun, müzeler daha geniş kitlelere ulaşmak için, izleyicileriyle daha etkin iletişim kurmak ve eğitimsel bilgileri paylaşmak için sosyal medyayı kullanmaktadırlar. (N Kotler, P Kotler, 2000: 271-287) 2000’li yıllarda sosyal bir kurum olarak görülen müzelerin, politik anlamda, potansiyel görevi genişlemiştir (Erbay 2009: 31) ve bu genişleme içinde daha çok kişiye ulaşmaları ve dört duvar arasından çıkmaları şart olmuştur. Ancak, müzeler, özellikle de gelişmekte olan müzeler, genişleyen görevlerini yerine getirmeleri için öncelikle daha çok kişiye ulaşmalıydılar. Daha çok izleyiciye ulaşmak, daha çok para harcamak ve reklam yapmak demekti. Bu durumda müzelerin finansal açıdan yeterli olmaları gerekiyordu. İşte dijital kanalları etkin kullanmak, tüm bu gereklilikler içinde tek çözüm olabilecek kadar geniş kitleler ulaşabiliyor. Bugün bir müzenin ya da sanat mekanının web sitesini kullanarak izleyici çekmesi ve izleyici ziyaretlerini arttırması kolaylaşmıştır. Web siteleri (dijital kanallar içinde en etkin olarak kullanılandır) en etkin mecralardan birisi olarak görülmektedir çünkü dijital kanalları etkin kullanmak, müzeyi ya da sanat mekanını dört duvar arasından çıkartmakta ve izleyiciyle arasındaki boşluğu ve mesafeyi kapatmaktadır. Bu mecrada direk iletişim farklı bir etki yaratmaktadır. 2000’lerde yaşanan krizler ve ardından kültür endüstrisinin yeni bir döneme girmesi ve izleyiciyi dahil eden bir sanat anlayışının doğuşu müzeciliğe ve sanat mekanlarına da yeni bir soluk getirmiştir. Diğer yandan dijital kanalların etkin kullanımı da izleyiciyi dahil etme ve sosyal hareketlerin rahatça kamuoyuyla buluştuğu bir ortamdır Müzeler de bu konumdan istifade etmekte ve kendi politakalarını bozmadan özgürce bu mecrayı kullanabilmektedirler. Kaynakça 1. (Douglas Worts (2011): Sustainable museums: strategies for the 21st century, Museum Management and Curatorship, 26:4, 409-412). 2. Wikipedia (2012) http://tr.wikipedia.org/wiki/Facebook. 3. PCLABS (2012) http://www.pclabs.com.tr/2012/03/15/twitter-turkiye-istatistikleri 4. (Neil Kotler & Philip Kotler (2000): Can Museums be All Things to All People?: Missions, Goals, and Marketing’s Role, Museum Management and Curatorship, 18:3, 271-287) 5.Erbay Fethiye (2009): Müze Yçnetimini Kurumsallaştırma Çabaları 1984-2009, s.31 Art Unlimited