CI Mag dergisinden

Acuatico

İspanyol sanatçı Pablo Genoves Aknbank Sanat’ın düzenlediği sergi kapsamında Türkiye’de. Bu kapsamda Genoves’nin en ünlü eserleri Akbank sergileniyor. Genovese, CI Mag’e insan yapımı geniş alanların dijital olarak montajladığı “vintage” fotoğraflardan ve bu alanları eserlerinde su öğesi ile nasıl birleştirdiğini ve doğal öğelerin kullanımını anlatıyor.



Biraz geçmişsinizden ve nasıl sanatçı olduğunuzdan bahseder misiniz? Fotoğrafla nasıl ilgilenmeye başladınız?
Ben sanatçı bir aileden geliyorum. Sanat her zaman hayatımızın bir parçası olmuştur. Bu nedenle benim de bir sanatçı olmam kaçınılmazdı diyebilirim. Fotoğrafçı olarak başladım. Gençken babamın işlerinin fotoğraflarını çekerek para kazanıyordum. Sonra, fotoğrafın tekniğine ve büyüsüne daha çok kapıldım.
Eserlerinizde su görsellerini çok fazla kullanıyorsunuz. Su öğesi sizin için neden bu kadar önemli?
Su her zaman hayatımda var oldu. Bir şekilde eserlerimde her zaman yer aldı. Ama en son Şili’deki sergimde aklıma neden su ile bu kadar ilgili olduğuma dair birkaç fikir geldi ve bunları bir kenara not ettim.
Çocukken, İbiza’da tatildeyken neredeyse boğuluyordum. Babam beni suların arasından zor kurtarmıştı. Suyla boğuşurken ve denizin gücüne karşı koymaya çalışırken zorla kıyıya ulaşmıştık. Ama ben bunu unuttum daha doğrusu sakladım. İnsan beyninin bazı şeyleri unutabilmesini çok ilginç buluyorum.
Del Hielo


Bir röportajınızda, iklim değişikliği, küresel ısınma ve insanların doğada bıraktıkları izlerle özel olarak ilgilendiğinizi okumuştum.  Bir sanatçı olarak bu konuya neden ilgi duyuyorsunuz? Bu ilgiyi fotoğraflarınıza nasıl yansıtıyorsunuz?
İklim değişikliği ile ilgileniyorum. İnsanlar yaşamın ilerlemesiyle ilgili ele aldığı her konuyu sorumsuzca değerlendiriyor. Bizden sonraki nesillere ne bırakacağız konusuyla çok ilgileniyorum.
Ama fotoğraflarım sadece bununla ilgili değil. Fotoğraflarım, izleyiciye dünyanın ölümünü anlatıyor diyebilirim ama bu ölüm sadece fiziksel ölüm değil aynı zamanda ideolojik ve kültürel bir ölüm. Artık, büyük değişimlerin olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Her şey bir anda değişebiliyor. Diğer yandan, sanatta bu şekilde ilerliyor; neye başladığımızı biliyoruz ama nasıl biteceğini bilmiyoruz. Bir esere bakış açısı sürekli değişebilir ve bir sanatçının yapabileceği hiçbir şey yoktur: Bbu sadece izleyicinin değerlendireceği bir şeydir. Sanatın büyüsü de budur.
Bundan önceki eserlerinize ve şu an ürettiklerine baktığınızda, değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanırım “benimseme” benim tüm eserlerime uygun bir tema. Ben fotoğrafçılığa başladığımdan beri zamanımızın dışında var olmuş imajlarla çalıştım ve eserlerime sanatsal imajlar ekledim. Her zaman artık kullanılmayan ve görünmeyen imajlar peşinde koşuyorum.

Memoria Collectiva

Bu aralar nelerden ilham alıyorsunuz?
En büyük ilhamımı şu an içinde yaşadığım zamandan alıyorum. Sanatçıların içinde yaşadıkları dünyanın katalistleri olduğuna inanıyorum.
Çağdaş sanat dünyasındaki fotoğraf sanatçılığı gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim dönemimde sanatçılar fotoğraf sanatında meydana gelen büyük değişimler içinde yaşadılar. 90’lı yıllara kadar fotoğrafın, çağdaş sanatın bir dalı haline geleceği kimsenin aklına gelmezdi. Kolektörlerin ve galerilerin fotoğrafla ilgilenmeleri sanatsal panoramada ve sanat kavramında birçok şeyi değiştirdi.

La Reconquistad
Eserleriniz uzun süreçlerin sonunda ortaya çıkıyor ve bu üretimlerde sürekli tekrar var. Sonuç olarak eserleriniz düzenli ve disiplinli bir işin sonucunda ortaya çıkıyor diyebilir miyiz?
Elbette, disiplin, ilham ve çok çalışma olmadan hiçbir şey ortaya çıkamaz. Birçok sanatçının sürekli kendini tekrar eden bir rutin içinde çalıştıklarına eminim. Ama bu rutin onların eserlerinde neler söylemek istediklerini yansıtır. Sanat üretimi kaprisli ve kırılgan bir zihinsel süreçtir. Vakit ve adanmışlık gerektirir. Bu durum, sanatı mümkün kılan iki öğe olan sanatçı ve izleyici için alanlar yaratır.
Eserlerinizi sürreal ya da post modern olarak değerlendiriyor musunuz?
Bence sanatı sınıflandırmak sanat üretimine hiçbir şey kazandırmıyor.  Sanat bir iletişim alanı ve dildir. Ama bu dil içinde kelimelere ihtiyaç duymayız ama birbirimizi kolaylıkla anlarız. Bu nedenle resim, fotoğraf ya da heykel gibi eserleri çok rahat anlayabiliriz. Hiç kuşkusuz sözcükler düşünceleri destekler ama sanat, kelimeler olmadan duyguları ifade eder ve sınırları yoktur. Sanat, basit ve güzel bir iletişim aracıdır.

Leave a comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *